Tertip Ehli Olmak


Namaz hocası kitaplarımızda değinilmeyen halk içerisinde çok bilinmeyen bir terim aslında ehli tertip. Oysa çocuklarımızı bu bilinç ile yetiştirmemiz gerekirdi. Çocuklarımız böyle bir kavramdan haberdar olmalı böyle bir bilinçle yetişmeliydi. Ben ilk duyduğumda 18’li yaşlardaydım. Öncesinde duyduysam da hatırlayamıyorum. Bir nefis muhasebesi yaparak kaza namazlarım için bir çetele tutmaya başlayınca aklıma geldi tekrar bu mesele.

Her ne kadar hakkını veremesem de namazın önemiyle alakalı bir yazı kaleme almıştım. Bu yazı tam olarak o yazının devamı olmasa da yine namazları düzenli olarak kılmanın önemine değinmesi bakımından devamı niteleğinde sayılabilir.

Istılah olarak "ehl-i tertîb", farz olan beş vakit namazı, ara vermeden vaktinde ve muntazam olarak kıtanlar hakkında kullanılan bir tâbirdir. Bu duruma göre, üzerinde beş vakitten az veya en çok beş vakit kaza namazı olan kimse "ehl-i tertîb" sayılır. Üzerindeki kaza namazı altı vakti bulan kimse "ehl-i tertîb" olmaktan çıkar.[1]

Şöyle bir düşünelim. Ömründe hiç namaz kaçırmayan biri veya yok denecek kadar az kaçırmış birisi olarak Rabbimize kavuşmak. Bu ne yüce bir makamdır, ne şanlı bir derecedir…

Peygamber efendimiz (sav) “Çocuklarınıza yedi yaşındayken namaz kılmalarını söyleyiniz. On yaşına bastıkları hâlde kılmazlarsa kendilerini cezalandırınız yataklarını da ayırınız.”[2] buyurmuşlardır.

Alimlerimiz bu hadisten;

1. “Çocuğa namaz hangi yaşta emredilmeli”

2. “Namazın öğretilmesine dair emir ve o konuda dövme (darb) bahsi”

3. “Çocuğa namazın vücub olarak değil, alıştırma amacıyla emredilmesi”

4. “Bülûğa ermeden önce alışması için çocuğa namazın emredilmesi ve terk

etmeleri halinde dövülmesi (darb edilmesi)”

5. “Namazda iken bülûğa eren bir çocuğun namazı tamamlaması veya bülûğa

henüz ermeden namaz ilk vaktinde kılıp daha sonra bülûğa eren çocuğun namazını

iade etmesi gerekmeyeceği,”

6. “Erkeğin avreti”

7. “Babaların ve annelerin çocuğa temizliği ve namaz kılmalarını emretmesi ile

öğretmesi görevi”[3]

gibi bir çok sonuç çıkarmışlardır. Bu hadisi şerif ile alakalı makaleler ve çeşitli şerhler internette mevcuttur. Özellikle bir konuya değinmek istiyorum.

Bu hadisi şerifte birçok dersler var elbet. Özellikle değinmek istediğim nokta ehli tertip olmaya gayret etmek. Kişinin ömrü boyunca en fazla 5 vakit namaz kaçırarak yaşaması takdir edersiniz ki çocukluktan itibaren namaza sımsıkı sarılmak ile olur. Dolayısıyla çocuklukta verilecek namaz eğitiminin önemi çok mühimdir. Alıştığımız bir işi daha kolay yaparız. Çocukken namaz kılmayı bilmeyen bir kimse namaz kendisine farz olduktan sonra “Bundan sonra hiç namaz kaçırmayacaksın. Artık sen büyüdün kurallarına uygun bir şekilde namazlarını aksatmadan kılmak zorundasın.” dediğimiz bir çocuk namazları ne kadar aksatmadan kılabilir. Ama önceden yetiştirilirse namaza alışırsa namaz onun için gündelik hayatın bir parçası olur. Bizler belki bu bilinçle yetiştirilememiş olabiliriz. Ama en azından çocuklarımızı bu bilinçte yetiştirebiliriz. İbrahim (as) duasını bizlerde sık sık yapmalıyız: “Rabbim! Beni ve zürriyetimi namazı dosdoğru kılanlardan eyle! Rabbimiz dualarımızı kabul buyur!”[4]

Hem kendimizin hem de neslimizin namazlarımızda daim olması ve ehli tertip olarak namazlarımızı kılmamızı Rabbimizden niyaz etmeliyiz. Bir vakit namazı kaçırmayı helakımız gibi gördüğümüz vakit bu şuurua erişmişiz demektir.

Aklımıza şu gelebilir: “Benden geçti zaten değil 5 vakit kaç vakit namaz kaçırdım sayısını ancak Allah bilir.” Bu vesvese kişinin namazlara olan özenini baltalar. Zaten bir sürü kılmadığım kazam var bu da kazaya kalsa ne olur diyerek namazın terkini küçümsemesine neden olur.

Tertipte aslolan kişinin en fazla 5 vakit namazını kazaya bırakmış olmasıdır ancak bir rivayete göre de üzerindeki kaza namazları sayısını beş veya beşten daha aşağı bir sayıya indiren kimse tekrar "ehl-i tertîb"den sayılır.[5]

O halde ölüm bizlere gelmeden önce kendimizi hizaya çekip, kaçırdığımız namazlar için gönülden tevbe ederek kaza namazlarımızı kılmalıyız. Bunun için bir çetele tutabiliriz veya telefonumuza çeşitli uygulamalar ve hatırlatıcılar indirerek takibini yapabiliriz. Kaza namazlarımız kalmadığında da bir daha namaz kaçırmamaya büyük özen göstererek namazlarımızı kılmalıyız.

Son olarak fıkhi açıdan tertip ehli bir kimse ile tertip ehli olmayan kimse arasında namazların kazası kılınırken bir takım farklar vardır bunlara değinelim.

Hanefi mezhebine göre, "ehl-i tertîb" sayılan bir kimsenin, kazaya kalmış namazları arasında ve kazâ namazıyla vakit namazları arasında tertîbe riâyet etmesi gerekir. Kaza namazını kılmadan vakit namazını kılması câiz değildir. Aynı şekilde öğlenin kazaya kalmış namazını, sabahın kazaya kalmış namazından önce kılması da doğru olmaz.

               Üzerinde altı vakitten az kazâ namazı bulunan kimse, vaktin farzını edâ ederken bunu hatırlarsa, kılmış olduğu vakit namazı geçici olarak bozulmuş olur. İkinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci vakit namazlarını da bu şekilde, kaza namazlarını hatırladığı halde kılar ve hiç birini iâde etmezse, beşinci vakti kılmakla bütün namazları sahih olur. Çünkü namazdaki bozulma mevkûfen -geçici- duruyordu. Beşinci vakte kadar böyle mevkûf olarak bulundurulur ve beşinci vaktin farzı kılınırsa hepsi de sahih olmuş olur. Beşinci vakti kılmadan kaza namazını kılacak olsa, bundan önce kılmış olduğu dört vakit namazı nâfileye dönüşür, böylece tümünü kazâ etmesi gerekir.

 06.07.2023

 



[1] https://sorularlaislamiyet.com/kaynak/ehl-i-tertib

[2] Ebû Dâvûd, Salât 26

[3] Mustafa Ertürk, ÇocuIun Din EIitiminde Kullanlan Bir Hadis ve Tahlili syf 65-66 - marife, yl. 2, say. 2, güz 2002, s. 53-79

[4] İbrahim Suresi 40 (14/40)

[5] Merginânî, el-Hidâye, 1. cüz., bâbü kadâi'l-fevâit; Ö. Nasuhi Bilmen, Büyüt İslâm İlmihali, Celal Yıldırım, Büyük İlmihal, kaza namazlarında tertib.

*

Yorum Gönder (0)
Daha yeni Daha eski